top of page

444 Basamak - Bir #kankirmizipolisiye İncelemesi

  • Yazarın fotoğrafı: Madam Kırmızı
    Madam Kırmızı
  • 2 Şub 2021
  • 2 dakikada okunur


Arka Kapak

Çoklu kişilik bozukluğu yaşayan on farklı kişiliğe sahip, vahşi bir katil...

Santa Ana Tepesi, Ekvador Quayaquil’deki en etkileyici yerlerden biridir. Ancak tepeye ulaşmak için her biri numaralandırılmış olan tam 444 basamağı aşmanız gerekir. 382. basamakta ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan Amerikalı turist Sheila Ross gündeme bomba gibi düşer. Kadının kaybolduğu günün sabahında konuştuğu İtalyan adam, Doktor Claps’in okyanusları aşmasına yetecek ipucunu ona vermiştir. Bu durumda ona garip gelen, onu kâbusuna geri döndüren bir şeyin var olduğunu hisseden Claps, iki yıl önce ellerinden kaçıp giden, çoklu kişilik bozukluğu yaşayan acımasız katil Riondino’yu bulma umuduyla yola çıkar.

Claps, yaşanan onca şeyden ve gerçekleşen kanlı cinayetlerden sonra Riondino’yu bulmayı takıntı haline getirmiştir. Ekvador’a vardığında kaybolan tek kadının Sheila Ross olmadığını öğrenmesiyle birlikte Riondino’nun oradaki varlığından neredeyse emin olan Claps için bu iş, samanlıkta iğne aramak gibi olacak(Yakamoz Kitap/Sonsuz Kitap).


Kitaptan Alıntılar:

"Hangi büyük şehirde polisin bile girmekten kaçındığı böyle mahalleler yok ki sanki?"

...

"Ve herkes bazen farklı şekillerde davranan tek kişi olduğunu bilir."

...

"Keşke hayat bu kadar basit, bu kadar düz olsa... tıpkı o romanda yazdığı gibi."



Madam Kırmızı Diyor ki;


Bu kitaptan önce Şeytan Yemini'ni(incelemesi gelecek, onun görseliyle ilgili bazı fikirlerim var. Epey uğraşmam gerekiyor yani) okuduğum için sanırım normalden daha fazla acımasız bir eleştiri yazacağım. Napalım, bu kitabın da şansı yokmuş.

Öncelikle şu konuda anlaşalım. Gerçek hayattaki tesadüfler elbette bizi şaşırtır, ama bir kitapta, filmde vs. tesadüfler yazarın ya da yönetmenin elinde olduğundan dolayı okuyucuya/izleyiciye hiç şaşırtıcı gelmez. Ne yazık ki bu kitapta da baş karakterimizin başına öyle tesadüfler dizisi geliyor ki yazar bile içten içe bunun farkında ve bu sözlerle bize yansıtıyor "Ona ulaşmam iki saçma tesadüf sayesinde oldu, ya da rastlantısal tuhaflık demek daha doğru olur." Benim açımdan bir polisiye yazarı asla tesadüflere bulaşmamalı. Kurguyu öyle bir bulmaca şeklinde aktarmalı ki bize ipuçları bırakarak yavaş yavaş sonuca götürmeli, anca bu şekilde zekice bir polisiye ortaya çıkabilir.

Karakterler ve bağlamlar arası geçişler resmen televizyonda kanallar arası zaplamak gibiydi. Tam birine odaklanmışken hooop başkasına geçiyoruz. Keskin geçişlerdense yumuşak, hatta hissettirmeyenleri daha çok seviyorum. Sanırım bunu en çok klasiklerde görüyoruz.

Son olarak çeviri notları beni neredeyse çıldırttı. Kitapta yabancı dilde bir konuşma geçiyorsa bir iki cümleyi yabancı yaz, tamam. Ama sonra "Şu dilde konuşmaya devam ettiler" diye belirterek kitabın diline dönün yahu. Habire kitabın altına bakıp kaldığım yerden devam etmeye çalışırken resmen hikayeden uzaklaşıyorum. Okuyucu kitaptan soğutmayın gözünüzü seveyim. Tüm bunların dışında aksiyonuydu, arada bir şaşırtmacasıydı ortalama bir polisiye kitabıydı diyebilirim.




Keyifli Okumalar!

Comments


  • Grey Instagram Icon
  • Grey Facebook Icon
  • Grey Pinterest Icon
  • DeviantArt - Gri Çember
imzaaaa.png
bottom of page