Uğultulu Tepeler - Bir Kitap İncelemesi
- Madam Kırmızı
- 18 Eyl 2020
- 2 dakikada okunur


Arka Kapak
Uğultulu Tepeler, bir tarafta hırçınlığıyla ünlü Catherine ve diğer tarafta yaşadığı sert koşullar sebebiyle katılaşmış, başkalarına olduğu kadar kendine karşı da acımasız olan Heathcliff’in vahşi bir nefretle körüklenen aşklarının hikâyesi.
Emily Brontë gencecik hayatına sığdırdığı, 19. yüzyıl İngiliz edebiyatında çığır açan bu ilk ve tek romanında okuyucuyu insan doğasının karanlık kuytularında dolaştırıyor, saplantılı bir aşkın tehlikeli sularından geçirerek büyülü bir atmosferle buluşturuyor.
Yüreğinizde duygu bulutlarının çarpışıp önü alınamaz bir gürleme eşliğinde sel olup aktığı, rüzgârın uğultusunun elinizden kayıp giden sayfaların sesine karıştığı bu unutulmaz eseri Handan Haktanır’ın özenli çevirisiyle sunuyoruz(Koridor).
Madam Kırmızı Diyor ki;
Öncelikle bu kitap için sinirlerinizin sağlam olması gerektiğini belirtmeliyim. Çünkü baş karakterlerimiz dünyanın en iyi insanları oldukları için hep haksızlığa uğrayan tiplerden değiller. Aksine o kadar bencil, gururlu, intikamcılar ki başlarına gelen bütün felaketlerinin %99'u onların suçu diyebilirim. Ama bu kadar kötü kişiliklerinin olması demek, bu kitabın çok kötü ve okunmaz olduğu anlamına da gelmiyor. Kitap sizi o kadar çekiyor ki bitirmeden rahat edemiyorsunuz. Şahsen uyumak için başımı yastığa koyduğum her an kitabın devamına yönelik meraklı düşünceler ile hep boğuştum. Bu kadar lanet kişiliklere sahip olan Catherine ve Heathcliff’in aslında birbirine ne kadar uyumlu olduklarının hayreti içinde aşklarına tanık olurken yeri gelecek onlara kıyamayacaksınız ve yeri gelecek cidden kitabı yerden yere vurmak isteyeceksiniz. Yazarın bu kötü karakterleri bile bir şekilde sevdirmesi benim gözümde inanılmaz bir yetenek. Ah, keşke Emily Brontë'nin başka eserleri de olsaydı ama ne yazık ki bu onun ilk ve tek romanı.
Kitaptan Alıntı:
"Hem sarayımı yerle bir ediyorsun hem de onun yerine diktiğin barakayı bana ev diye verip kendi cömertliğine hayran olmaya kalkışıyorsun."
...
"Catherine, seni unutmak, kendi varlığımı inkar etmek demektir! Sen huzura erdiğinde benim cehennem azabıyla kıvranıyor olmam seni o korkunç bencilliğini tatmin etmek için yeterli değil mi yoksa?"
Spoiler Zamanı
Heathcliff’in çocukluk yıllarını okurken ona yapılan ırkçılık ve acımazsızlıklar epey içimi sızlatmıştı. Aslına bakarsanız bir yandan neden bu kadar intikamcı bir adama dönüştüğünü de anlamak mümkündü. Ama mesele uzun süreli bir intikam planını uygulama yönündeki ısrarcılığı... "Hiç mi üşenmezsin be adam!?" diye bağırdığım çok noktalar oldu. Özellikle Hindley'den intikam almak için onun oğlunu kendi çocukluğundaki gibi cahil ve vahşi yetiştirmeye çalışması beni biraz bezdirdi doğrusu. Aklımdan hep "Senin başka hayat amacın yok mu be!?"diye geçti, durdu. Birazcık bile akıllı ve özgüvenli olsaydı, Catherine ile gayet mutlu bir hayatı olabilirdi. Zaten o lanet olasıca gururu, biricik aşıkını öldürdü sayılır ya, neyse.
Sadece Heathcliff'e yüklenmek haksızlık olur. Çünkü küçücük beyninde evlilik hakkında gram fikri olmayan Catherine'ye de birkaç çift lafım olacak. Bu kız, Edgar (herhalde kitapta gelmiş geçmiş en masum karakter) ile evlenip onun zenginliğini kullanıp Heathcliff'e iş kurdurtup (ki burada Heathcliff'in gururundan bihaber olduğunu görüyoruz) hem de onunla olan aşkına devam edebileceğini düşünüyordu. BU NE BENCİLLİKTİR YARABBİ... SENİ TANIMAK İSTİYORUM, YAVRUM... BENİ MUTLAKA ARA... Kitabı okurken herhalde bu karaktere en çok yükseldiğim anlardan biriydi bu. İkincisi de hiç kuşkusuz Edgar'ı Heathcliff'in karşısında küçük düşürten "Sen kuzu türünden bile değilsin, olsa olsa ağzı süt kokan bir tavşan yavrusu olabilirsin!"şu sözlerdi. Sizce de bu kadın haddini fazlasıyla aşmadı mı?
En intikamcı ödülü Heathcliff'in, en masum ödülü Edgar'ın, en bencil ödülü Catherine'in olurken sıradaki ödülümüz ise en ergen Isabella'e layık gördüğümü söylemeden geçemeyeceğim. Herkesin göz göre göre onu uyarmasına rağmen yine de Heathcliff'in peşinden gitti ya, pes. Ama her şeye rağmen bu kadar sinir olunası şeylerden sıyrılıp kitabın mutlu bir sona ulaşmanın rahatlığı da paha biçilmez bence <3
Sinirinize Hakim Olabildiğiniz Günlere!
Comentarios