Karanlığın Sol Eli - Bir Kitap İncelemesi
- Madam Kırmızı
- 22 Mar 2020
- 3 dakikada okunur

Genel Bakış
Orijinal Adı: The Left Hand of Darkness
İlk Yayınlanma Tarihi: 1969 Yazar: Ursula K. Le Guin
Çevirmen: Ümit Altuğ Sayfa sayısı: 304
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Türler: Roman, Bilim Kurgu, Fantastik Kurgu, Feminist bilimkurgu
Ödüller: Nebula En İyi Roman Ödülü, Hugo En İyi Roman Ödülü, Otherwise Award, Gaylactic Spectrum Award Hall of Fame
Kapak Arkası
“Bilimkurgu”nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula'yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçer. Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir ana daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. “Arkadaşlık” ve “sevgililik” arasındaki “boşluk” anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/sahip olunan... ve benzeri ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamış gibidir. Cehaletin, şimdinin, mevcudiyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış.
Bir gün Kış'a uzaydan bir erkek elçi gelir ve onların da katılmasını istediği bir gezegenler birliğinden söz eder... Elçinin gelişiyle birlikte yerli ile yabancı, erkek ile dişi, benzerlik ile benzemezlik, parça ile bütün arasındaki ilişki ve çelişkiler insanlardaki karşılıklarını bulup yaşamaya başlarlar... (TanıtımBülteninden)
Madam Kırmızı Diyor ki;
Başlarda (yani ilk yüz sayfası) kitabın bana bir şeyler anlattığının farkındayım ama ne olduğuna ilişkin bir alt metin aramakta güçlük çektim. Sonrasında işlerin kızışması, Kış gezegenindeki insanların kültürlerini daha iyi anlayabilmek için hikayeler, masallar ve gözlemci notların da bulunmasıyla kitap daha anlaşılır hale geldi. Bu kitabı okumak istememdeki en büyük etken; insanların çift cinsiyet olması ve cinsellik süreçlerinin sadece belli dönemde olmasıyla toplum üzerindeki etkilerinin neler olabileceğine ilişkindi. Birinci nedenim için aldığım cevaplar beklendik şeylerdi. Ama ikinci nedenime gelirsek hiç beklemediğim çok farklı bir bakış açısıyla karşılaşmam beni epey afallattı.(Bunları spoiler bölümünde anlatacağım).
Aynı zamanda kitapta farklı karakterin bakış açıları da (gözlemci notları da başka başka insanlara ait zaten ama ben burada kitaptaki karakterlerden bahsediyorum) mevcut, bu da olayları farklı gözle yeniden görmemizi ve karakterlerin iç dünyasını daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Ortada farklı ırklar, gezegenler olunca farklı dillerin de olması olası tabi. Yazarın yarattığı bu diller coğrafya ve kültürün etkileriyle kelime anlamlarının farklılıklarını, boşluklarını çok hoş bir şekilde örneklendirmiş. Mesela Kış gezegeninde karın yağış şekline göre birçok isim koymuşlar, sıcak bir gezegenden gelen biri için (bkz. Elçi) bu isimler pek anlamlı gelmeyebilir. Anlayacağınız kitapta oldukça değişik ayrıntılar mevcut. Buna istinaden farklı tatları denemeyi sevenler için kitabı tavsiye edebilirim.
*Kitapta anlatılan Kış gezegeni*

Kitaptan Alıntı
"Zarafet, aydınlanma karşılığı ödenen küçük bir bedeldir."
"Hayatı mümkün kılan, umulmayan şeylerdir."
"ışık karanlığın sol elidir, karanlık da ışığın sağ eli. ikisi birdir; yaşam ve ölüm, yan yana yatarlar kemmerdeki sevgililer gibi, tutuşmuş eller gibi, sonuçla yol gibi"
Spoiler Zamanı
Kitapta bahsi geçen, ırkın çift cinsiyet olmasının toplumdaki etkileri şunlar olmuş: cinsiyetçi yaklaşımlarının olmaması, bireyler her iki cinsiyetin özelliklerini de sergilediklerinden herkesin aynı yükü paylaşması. "Sen kadınsın. Evimin kadını, çocuklarımın anası olacaksın."diyen yok yani. Diğer mevzu ise cinsellik süreçlerinin sadece belli dönemde olmasıydı. Bunun topluma olan etkilerinin olumlu olacağı yönde düşüncelerim vardı. Açıkçası ilim irfan gelişir diye bekledim. Sonuçta onları engelleyen biyolojik engellerden biri yoktu. Ama Kış gezegenin soğuğundan korunmak için bile teknolojiyi çok ileri götürememişler. Ayrıca ırkın bu iki özelliği nedeniyle savaşın ne olduğuna dair bir fikirlerinin olmadığını düşünmüştüm ki bir gözlemcinin notları yanıldığıma dair şüpheye düşürdü. Gerçekten de savaşların var olmamasının sebebi gezegenin sert iklim koşullarının büyük bir etkisi olabilir. Kendi dünyamızı düşünürsek kimse kutupları işgal etmeye yeltenmemiş.
Beni en çok güldüren şey Gethenlilerin kendileri gibi çift cinsiyet ve sadece belli dönemde cinsellik yaşamayanları diret "sapık" olarak görmesi. Sürekli erekte olma ihtimali onlara sapıkça geliyor. Ayrıca beni en çok dehşete düşüren de Gethenlilerin bir deney olma ihtimaliydi. Sizi bilmem ama canlı kanlı birileri tarafından yaratılmış olma ihtimali beni her zaman dehşete düşürür (Bkz. Prometheus filmi).
Son olarak da Shounen-ai sevenlerin gözü yaşlı. Estraven ile Elçi arasında geçen olaylar, bazıları için dostluk olarak görülebilir. Ama benim gözümde tam bir tatlı romantik anlardı. Ta ki Estraven kendini feda edene kadar...(ühüü, burun çekiş sesleri) Nasıl ki Türkiye Kurtlar Vadisi'ndeki Çakır için cenaze düzenledi, ben de evde helva kavuracağım. Acım büyük ey okur!

Keyifli Okumalar Okuyucu!
Comentários